Vuvuzela Virtüözü

13 Nisan 2013 Cumartesi

Uzak 2

Hissetmek çok garipti, neyi hissettiğini bilmeden sadece hissetmek.

  Adını bilmediğim bir duygu vardı içimde kelimelerle izah edilemiyor, resmi çizilemiyor, sadece ona benzeyen her şeyi aynı anda anlatabildiğin zaman gerçekten bir anlam kazanacakmış gibi düşünmeme sebep oluyordu. İlk düşündüğüm hep kaybolmaktı, kaybolmak bütün varlığın ve yokluğunla bir daha var olmayacakmışçasına kaybolmak. Her acıyı bir araya getiriyordum sonunda en yakını kaybolmakmış gibi geliyordu ama kaybolmak yetmiyordu, geçmişini kaybetmekten korkmak yetmiyordu, geleceğini kaybetmenin umutsuzluğu yetmiyordu, ölümlerle baş başa kalıp yaşamları kaybetmenin mutsuzluğu yetmiyordu böyle bir duyguyu tarif edebilmek için çok daha fazlasını kaybeden ve daha derin kaybolan birisine anlatmak gerekiyordu o kadarını bilenlerin hiç biride fazlasıyla yaşamıyordu.

  İlk kaybettiğim, her zaman bir yenisi olacağını bildiğim gelecek umudummuş gibi geliyor, sanki o gidince, bir daha asla olamayacakmışım olsam da kendimi bulamayacakmışım sanıyorum. Öyle kaybolmuşum ki bir daha asla umut edemeyecekmişim diye düşünüyorum. Oysa biliyorum, kaybolmak sadece kaybolmaktır, kaybetmekte ne kadar kaybolursan kaybol her zaman bir bulma umudun vardır diyorum, o yüzden bunun sadece kaybetmek veya kaybolmakla olacağına inanmıyorum. 
  Hayatları kaybetmek de bu kadar incitmiyor biliyorum bir süre sonra her şeyin soğuyacağını, kaybolan kişinin küllerinin rüzgarda dağılacağını, ruhunun özgürlüğü bulacağını ve asla geri dönemeyeceğini bilmek insanı hayatta kalmaya bağlıyor.Fakat bu, kaybolmak ve umudunu kaybetmek olduğu kadar asla umudunu yitirmemeyi istemek gibi, insanın en çok istediği şey oluveriyor bir anda umutlarını yitirmeden yaşayabilmek buda o duyguyu kat kat güçlendiriyor.Fakat bunlar da kaybolmanın ve kaybetmenin onu anlatabileceği anlamına gelmiyordu benim sorumun cevabı daha derin daha yoğundu.
  Daha çok irdeledim en acı kayboluşumu, tekrar tekrar düşündüm, bütün kayıplarım elimdeydi her ne kadar o kaybolmada değerlerini bilmiyor olsam da, düşününce kaybedeceklerim gerçekten korkutucuydu ve gerçekten korkmuştum. Bundan daha fazla neyi kaybedeceğimi düşünüyordum, hep yanımda olacak istesem de asla kaybedemeyeceğim şeyleri kaybetmekten veya kaybolup onları bulamamaktan daha korkutucu ne olabilirdi? Bir anda farkı anladım  benim için ne olursa olsun değerli olacak her şeyi unutmak gibi bir bedel ödemek zorunda olmakla birlikte kaybolmak, aramak için bir amaç göstermekti, asla o kadar kaybolamazdım, bir şekilde en değerlilerimi bulabilirdim yada o yolda ilerleyebilirdim ve asla o kadar uzak olmazdım. 
  Farkı anlamıştım hayatına değer katan her şey o kadar uzaklaşamazdı senden ve sen asla o kadar kaybolamazdın.Yolda ilerlemeye o kadar konsantre olmuştum ki kaybolmuşluğum kadar uzağımda artık. Her şeyime, sana, geri kalanlara ve kendime karşı bildiğim tek şey ''uzak''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyle içinde kalmasın